ehl ~ أهل
Yeni Türkçe Lugat - ehl ~ أهل maddesi. Sayfa: 120 - Sira: 15
![](/rsm/ytl/10/120-15.jpg)
1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,ehl maddesi. osmanlıcada ehl ne demek, ehl anlamı manası, ehl osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte ehl hakkında bilgi. Arapça ehl ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada ehl anlamı
Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, أهل ehl ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
ehl ~ أهل güncel sözlüklerde anlamı:
EHL ::: (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline verilirse işler düzgün gider, sonuçtan herkes memnun olur. Eğer İslâma aykırı olarak ehliyet yerine eş, dost, adam kayırma, parti menfaati vs. bayağı, hasis düşüncelere yer verilirse ve işler ehliyetsizlere terkedilirse bundan herkes zarar görür.
ehl ::: (a. s. c. : ehâlî) : 1) sahip, mâlik, mutasarrıf olan. 2) maharetli, usta, kabiliyetli, becerikli. 3) bir yerde oturan. 4) karıkocadan herbiri. (bkz. : ehil).
ehl-i âlem ::: insanlar.
ehl-i beyt ::: hâne halkı, familya, aile; Hz. Peygamberin yakın akrabası.
ehl-i cehl ::: câhiller, bilgisizler.
ehl-i dikkat ::: dikkat sahipleri.
ehl-i dil ::: gönül adamı, gönül dilinden anlıyan (kimse], kalender.
ehl-i dünyâ ::: dünyâ adamı, Ahireti düşünmiyen.
ehl-i emsâr ::: şehir, kasaba halkı.
ehl-i hakk ::: doğruluk sahipleri, îmânı bütün, doğru kimseler.
ehl-i hârâbat ::: meyhane adamları.
ehl-i hıref ::: kumaş dokuyan sanatkârlar.
ehl-i hibre ::: bir şeyi çok iyi bilen *bilirkişi. (bkz. : ehl-i vukuf).
ehl-i hikmet ::: filozoflar.
ehl-i idrâk ::: düşünce sahipleri, her şeye akıl erdirenler.
ehl-i İslâm ::: İslâm topluluğu.
ehl-i kıble ::: Müslüman.
ehl-i kitâb ::: dört kitaptan birine inanan.
ehl-i salâh ::: huk. hâli mestur, namuslu, doğru olan kimse, [bu evsâfı hâiz olanlara : ehl-i afa, ehl-i hayr, ehl-i fazi da denir].
ehl-i sûk ::: çarşı halkı, esnaf.
ehl-î sünnet ::: Peygamberimizle sahabelerine (dostlarına) itikatta uyanlar.
ehl-i şer ::: fenalık sahibi.
ehl-i şîa ::: Hz. Alî'nin mezhebine bağlı olan kimseler.
ehl-i ta'kîb ::: takîbedenler, peşinden gidenler.
ehl-i tarîk ::: bir tarikata, mensup [olan], derviş.
ehl-i tertîb ::: fık. farz olan beş vakit namazı, arada fasıla vermeden muntazam olarak kılan.
ehl-i ukubet ::: huk. men'edilen şeyleri yaptıklarınden dolayı haklarında ceza tatbiki kolay olan âkil baliğ kimseler, cezaya ehil kimseler.
ehl-i vezâif ::: huk. vakfın gailesinden maaş ve tayına müstahik olan kimseler, [camiin, imam, müezzin vesâir hademesi veya fakirler gibi].
ehl-i vukûf ::: iyi bilgisi olan, bilirkişi, (bkz. : ehl-i hibre).
ehl-i vücûd ::: varlık sahipleri, insanlar. ehl-ül-farz : fık. birinci derecedeki vâris.
ehl ::: sahip , usta , maharet sahibi , evcil , dost
ehl ::: maharet sahibi
ehl ::: evcil
ehl ::: bir yerde ikamet eden
ehl ::: bir yere veya görüşe mensup
EHL :::