kaviy ~ قوی
Yeni Türkçe Lugat - kaviy ~ قوی maddesi. Sayfa: 570 - Sira: 6
1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,kaviy maddesi. osmanlıcada kaviy ne demek, kaviy anlamı manası, kaviy osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kaviy hakkında bilgi. Arapça kaviy ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kaviy anlamı
Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, قوی kaviy ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kaviy ~ قوی güncel sözlüklerde anlamı:
kâvî ::: (a. s. keyy'den. c. : kâvi.yân) : dağlıyan, yakan, yakıcı, fr. caustique.
kavi ::: (a. s. kuvvet'den.) : 1) kuvvetli, güçlü. 2) güvenilir, sağlam.
kaviyy-ül-bünye ::: bünyesi, yapısı sağlam, sağlam bünyeli.
kaviyy-ül-iktidâr ::: iktidarı kuvvetli.
kuvve ::: (a. i.) : 1) kuvvet, güç. 2) niyet, fikir. 3) salâhiyet (yetki). 4) keyfiyet, vasıf.5) his. 6) kabiliyet. 7) fels. fr. faculte.
kuvve-i adliyye ::: huk. hukuk ve ceza kanunlarını, vak'a ve hâdiselere tatbik eden kuvvet.
kuvve-i an-il merkeziyye ::: fiz. merkezkaç kuvvet, bir merkez çevresinde hareket eden bir cismi, o merkezden uzaklaştıran kuvvet, fr. force centri-fig.
kuwe-i askeriyye ::: askerî kuvvet, bir yere çıkartma yapabilecek, kullanılabilecek asker kuvveti.
kuvve-i azm ::: azim kuvveti.
kuvve-i bahriyye ::: ask. deniz harp kuvveti.
kuvve-i bâsıra ::: hek. görme kuvveti, gözdeki görücülük kuvveti.
kuvve-i cazibe ::: fiz. [Arz'ın] cezbetme, çekme kuvveti, fr. pesanteur.
kuvve-i dâfia ::: defetme, savma kuvveti.
kuvve-i galibe ::: ("ga" uzun okunur) : üstün, ezici kuvvet.
kuvve-i hafıza ::: hafıza kuvveti, hıfzetme, unutmama kuvveti.
kuvve-i icrâiyye ::: huk. devlet idaresiyle ilgili, umûmî icrâât ile zabıta kanun ve nizamlarının ve mahkemelerden çıkan hüküm ve i'lâmların yerine getirilmesiyle mükellef bulunan kuvvet.
kuvve-i ihtilâlv ::: ihtilâl kuvveti.
kuvve-i ile-l- merkeziyye ::: fiz. merkezcil kuvvet, muhitten merkeze doğru yönelen kuvvet, fr. foree centripete. [kuvve-i an-il merkeziyye'nin zıddı]
kuvve-i istinâd ::: dayanma kuvveti.
kuvve-i kudsiyye ::: Allah sırlarının kendisinde gözüktüğü peygamberlerin, ermişlerin kuvveti.
kuvve-i lâmise. ::: hek. bir nesnenin yumuşaklığını, katılığını hisseden kuvvet.
kuvve-i mâliyye ::: mal ve servetçe olan iktidar.
kuvve-i mekniyye ::: f'ra. gizli güç, potansiyel.
kuvve-i muhassala ::: fiz. kuvvetlerin bileşkesi, birçok kuvvetlerin yerine geçen kuvvet.
kuvve-i mutasarrıfa ::: zihinde hayâlin sakladığı şeyleri istenildiği şekilde düzenleme ve harcama kuvveti.
kuvve-i müdrike ::: beş duyu ile duyulan şeyleri zihinde de duyma kuvveti.
kuvve-i mümeyyize ::: içte hissedilen şeyleri birbirinden ayırma kuvveti.
kuvve-i mütehayyile ::: duyulmuş bir şeyi tekrar canlandırma kuvveti.
kuvve-i nâmiyye ::: nemâlandırıcı kuvvet.
kuvve-i sâmia ::: işiticilik kuvveti.
kuvve-i şâmme ::: koku alma kuvveti.
kuvve-i şeheviyye ::: fels. fr. concupiscence.
kuvve-i şehvâniyye ::: istek, yeme içme arzusu.
kuvve-i tesrîiyye ::: huk. kanun yapma salâhiyeti, yetkisi, yasama gücü.
kuvve-i umûmiyye ::: umûmî kuvvet, [en çok] asker ve silâh kuvveti.
kuvve-i vahime ::: zihinde hazır olan şeyleri tertip ve sarf etme kuvveti.
kuvve-i zahriyye ::: arka veren kuvvet, yardımcı, imdatçı.
kuvve-i zâika ::: lıek. tadıcılık kuvveti.
kavî ::: güçlü
kâvî ::: (a. s. keyy'den. c. : kâvi.yân) dağlıyan, yakan, yakıcı, fr. caustique.