Çağdaş Sözlük

mükellef ~ مكلف

Yeni Türkçe Lugat - mükellef ~ مكلف maddesi. Sayfa: 711 - Sira: 1

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,mükellef maddesi. osmanlıcada mükellef ne demek, mükellef anlamı manası, mükellef osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mükellef hakkında bilgi. Arapça mükellef ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mükellef anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, مكلف mükellef ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

mükellef ~ مكلف güncel sözlüklerde anlamı:

MüKELLEF ::: Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf. * Bir şeyi ödemeğe mecbur olan. * Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. (Bak: Teklif)

mükellef ::: (a. s. külfet'den. c. : mükellefin) : 1) bir şeyi yapmıya, bir şeyi ödemeye mecbur olan. 2) külfetle süslenmiş, mükemmel şekilde hazırlanmış olan.

mükellef ::: yükümlü, yüklenmiş, aşırı süslü.

MüKELLEF ::: Mükellef olan erkek ve kadının birinci vazîfesi; Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid (îmân ve îtikâd) bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. (İmâm-ı Rabbânî)

Mükellef olan kadın, erkek her müslümanın Allahü teâlânın sıfat-ı zâtiyyesini (zâtına âit sıfatlarını ki, bunlar; Vücûd, Kıdem, Bekâ, Vahdâniyyet, Muhâlefet-ün-lil-havâdîs ve Kıyâm bi-nefsihî'dir) ve sıfât-ı sübûtiyyesini (Hayât, İlim, Semî', Basar, İrâde, Kudret Kelâm, Tekvin) doğru bilmesi ve inanması lâzımdır. Herkese ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz. Bilmemek günâhtır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

Hanefî mezhebinin âlimleri dediler ki: Mükellef olan her müslümanın, her gün beş vakit namaz kılması farzdır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiştir. (İbn-i Âbidîn)

Mükellef olanların, ölümü çok hatırlaması sünnettir. Çünkü, ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmağa sebeb olur. Haram işlemeğe cesâreti azaltır. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hatırlayınız!" (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî)

Mükellef :::


  1. Yükümlü.

  2. Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış
    Örnek: Aralanan kapıdan girdim, mükellef fakat loş antrede Mapa kraliçesi ayakta duruyor. R. H. Karay

  3. Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş.

  4. bk. vergi yükümlüsü

mükellef ::: yükümlü

Mükellef ::: Yükümlü; ödevli; görevli

mükellef ::: (a. s. külfet'den. c. : mükellefin) 1) bir şeyi yapmıya, bir şeyi ödemeye mecbur olan. 2) külfetle süslenmiş, mükemmel şekilde hazırlanmış olan.

Mükellef ::: Yükümlü; ödevli; görevli

mükellef ::: yükümlü

mükellef :::

yükümlü; ödevli; görevli

MÜKELLEF :::

Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf. * Bir şeyi ödemeğe mecbur olan. * Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan. (Bak: Teklif