Çağdaş Sözlük

kanaat ~ قناعت

Yeni Türkçe Lugat - kanaat ~ قناعت maddesi. Sayfa: 553 - Sira: 20

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,kanaat maddesi. osmanlıcada kanaat ne demek, kanaat anlamı manası, kanaat osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kanaat hakkında bilgi. Arapça kanaat ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kanaat anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, قناعت kanaat ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

kanaat ~ قناعت güncel sözlüklerde anlamı:

KANAAT ::: Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)

kanâat ::: (a. i.) : 1) kısmete razı olma, bir şeyi yeter görüp fazlasını istememe. 2) kanma, kanış. 3) görüş, tahmin.

kanaât ::: kısmetine razı olma, kabullenme.

KANaAT ::: Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Ey kulum! Emir ettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim haramlardan sakın verâ sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganîsi (en zengini) olursun, kimseye muhtâc kalmazsın (Hadîs-i kudsî-Berîka)

İslâmiyet ile şereflenen, hayâtı için yetecek nafakaya sâhib olan ve bunda kanâat eden kimseye ne mutlu. (Hadîs-i şerîf-Nisâb-ul-Ahbâr)

Kanâat tükenmez bir hazînedir. (Hadîs-i şerîf-Nihâye)

Kanâat eden azîz, tama' eden (dünyâ lezzetlerini haram yollardan arayan) zelîl olur. (Hadîs-i şerîf-Nihâye)

Kim kanâat ederse, geçimi iyi olur. Kim tama' ederse, (dünyâ lezzetlerini haram yollardan ararsa) geçim sıkıntısı çeker. (İbn-i Cevzî)

Kanaat :::


  1. Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum.

  2. Kanma, inanma.

  3. Kanış, kanı, inanç, düşünce
    Örnek: Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. E. İ. Benice

  4. kanı.

kanâat ::: görüş , düşünce , yetinme , kanaat etmek , yetinmek

kanaat ::: kısmetine razı olma

kanaât ::: kısmetine razı olma , kabullenme

kanâat ::: ‬yetinme

kanâat ::: (a. i.) 1) kısmete razı olma, bir şeyi yeter görüp fazlasını istememe. 2) kanma, kanış. 3) görüş, tahmin.

kanaat ::: düşünce, inanç, kanı

KANAAT :::

Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek. Kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helâl ile yetinip haramı istememek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak.(Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza kanaattir, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir. M.) (Bak: Himmet)