Çağdaş Sözlük

karin ~ قرین

Yeni Türkçe Lugat - karin ~ قرین maddesi. Sayfa: 546 - Sira: 6

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,karin maddesi. osmanlıcada karin ne demek, karin anlamı manası, karin osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte karin hakkında bilgi. Arapça karin ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada karin anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, قرین karin ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

karin ~ قرین güncel sözlüklerde anlamı:

KARiN ::: Yakın. Hısım. Akraba. * Arkadaş. Yaşı aynı olan arkadaş. Refik. Komşu. * Bir şeyi elde eden, nâil olan. * Pâdişahın daimi surette yakınında bulunan. Mâbeynci.

KARiN ::: Kılıcı ve oku olan. * Hacla umreyi birlikte yapan.

Karin ::: (a. s. c. : kurenâ) : 1) yakın, (bkz. : karîb). 2) bir şeye sahip olan, bir şeye nail olan. 3) hısım, komşu, arkadaş gibi yakın olanlardan her biri. 4) pâdişâhın dâimi surette yakınında bulunan, mabeyinci. Ser-karîn : baş mabeyinci.

karîn-i evvel ::: baş mabeyinci.

karîn-i re'y-i sâib ::: isabetli, düşünceye uygun.

karîn-i sâni ::: ikinci mabeyinci, karine (a. i. c. : karâin) : karışık bir iş veya mes'elenin anlaşılmasına, çözülmesine yarıyan hal, ipucu, (bkz. : emare).

karîne-i katla ::: ("ka" uzun okunur) : huk. lâyık olan dereceye varan emare : [birinin, elinde kanlı bir bıçakla bir evden çıktığı sırada, o evde henüz öldürülmüş biri görülünce, evden çıkan kimsenin, ölenin katili olduğuna hükmetmek gibi]

karîne-i katıa-i kanûniyye ::: huk. hükmün sebeplerinden olan yemin, şahitlik. v. s.

karîne-i kâtıa-i takdîrivye ::: bir tüccarın, ticâreti meslek edinip, devamlı olarak bu işle meşgul olması gibi.

karîn ::: yan yana, yakın.

karîn ::: yakın

kârin ::: yakın

karin ::: ‬yakın

karin ::: eş dost

KARİN :::

Kılıcı ve oku olan. * Hacla umreyi birlikte yapan