Çağdaş Sözlük

Dahîl ~ دخیل

Yeni Türkçe Lugat - Dahîl ~ دخیل maddesi. Sayfa: 321 - Sira: 24

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,Dahîl maddesi. osmanlıcada Dahîl ne demek, Dahîl anlamı manası, Dahîl osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Dahîl hakkında bilgi. Arapça Dahîl ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Dahîl anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, دخیل Dahîl ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Dahîl ~ دخیل güncel sözlüklerde anlamı:

DaHiL ::: İçeri. İç. İçinde. İçeri girmiş.

DAHiL ::: Yabancı, sığınan, sığınmış. Muhacir. * Birisinin içyüzü, niyet ve mezhebi. Dâhil ve içerde. Birisinin bütün gizli ve sırlı işlerine vâkıf olan dost ve hemdemi. * Evvelâ alâkasız olup so adan bir cemaate dâhil olan. * Edb: Başka bir dilden olup, so adan diğer bir dile geçen kelime. * Tıb: Vücud âzalarında birbirine girmiş ve sokulmuş olan mafsallar.

DAHiL ::: (Bak: Dahl-Dehal) Girmek, karışmak. Dokunmak. Taarruz etmek, müdâhale eylemek.

DAHiL ::: Hayrette kalan kimse.

dâhil ::: (a. s.) : iç, içeri, içinde, içeri girmiş. Hareket-i dâhil : ilmiye sınıfında ilk derece. İbtidâ-i dâhil : medresede başlangıç.

dahil ::: (a. s. dühûl'den) : yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış.

dâhil ::: iç, içeri, içinde.

dahîl ::: yabancı, sığıntı.

Dahil :::


  1. İç, içeri
    Örnek: Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar... Atatürk

  2. İçinde, ... ile birlikte
    Örnek: Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir. T. Buğra

  3. Bir işe karışmış olma, karışma.

  4. Osmanlılarda bilginler sınıfına (ilmiyeye) özgü bir aşama.

dâhil ::: iç , içeri , içinde

dahîl ::: yabancı

dâhil ::: ‬iç

dâhil ::: içeri

dâhil ::: (a. s.) iç, içeri, içinde, içeri girmiş. Hareket-i dâhil : ilmiye sınıfında ilk derece. İbtidâ-i dâhil : medresede başlangıç.

dahil ::: (a. s. dühûl'den) yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış.

dahil ::: iç

dâhil ::: iç, içeri

DAHÎL :::

Yabancı, sığınan, sığınmış. Muhacir. * Birisinin içyüzü, niyet ve mezhebi. Dâhil ve içerde. Birisinin bütün gizli ve sırlı işlerine vâkıf olan dost ve hemdemi. * Evvelâ alâkasız olup sonradan bir cemaate dâhil olan. * Edb: Başka bir dilden olup, sonradan diğer bir dile geçen kelime. * Tıb: Vücud âzalarında birbirine girmiş ve sokulmuş olan mafsallar.

DAHİL :::

Hayrette kalan kimse

DÂHİL :::

İçeri. İç. İçinde. İçeri girmi