Çağdaş Sözlük

havan ~ خوان

Yeni Türkçe Lugat - havan ~ خوان maddesi. Sayfa: 313 - Sira: 7

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,havan maddesi. osmanlıcada havan ne demek, havan anlamı manası, havan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte havan hakkında bilgi. Arapça havan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada havan anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, خوان havan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

havan ~ خوان güncel sözlüklerde anlamı:

HAVAN ::: İçinde çeşitli şeylerin dövülüp ufalandığı ağaç, mâden veya taştan yapılmış çukurca kap. * Tütün kesmekte kullanılan makine. * Başkalarına destek olacak gücü bulunmadığı halde, yardakçılık eden kimse. * Elektrikî bir boşalmanın ısı değerini gösteren âlet. * İçine çukur delikler oyulmuş büyük ağaç kütüğü. (XlX. yy.dan önce bu deliklerin içinde, kara barutun bileşimine giren maddeler tokmak vasıtasıyla dövülerek ufalanırdı.) * Ask: Namlusu çapına oranla kısa olan ve aşırma atış yapmak için kullanılan top cinsinden bir ateşli silâh.

HAVAN ::: Arslan, esed.

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) : hâinler, hiyânet edenler.

Havan :::


  1. İçinde bir şey dövüp ufalamaya yarayan, tahta, taş, maden veya plastikten yapılan kap.

  2. topu.

  3. Tütün kıyma makinesi.

  4. Havan topu.

  5. Cilasız porselen, cam, akik ve çelik gibi değişik maddelerden yapılan granüler maddeleri toz durumuna getirmek için kullanılan malzeme.İng.: mortar Biyo

hân ::: okuyan , sofra , hükümdar

havan ::: içinde çeşitli şeylerin dövülüp ufalandığı ağaç , maden veya taştan yapılmış çukurca kap , tütün kesmekte kullanılan makine , başkalarına destek olacak gücü bulunmadığı halde , yardakçılık eden kimse , elektriki bir boşalmanın ısı değerini gösteren alet , içine çukur delikler oyulmuş büyük ağaç kütüğü , (xlx , yy , dan önce bu deliklerin içinde , kara barutun bileşimine giren maddeler tokmak vasıtasıyla dövülerek ufalanırdı , ) , ask: namlusu çapına oranla kısa olan ve aşırma atış yapmak için kullanılan top cinsinden bir ateşli silah , arslan , esed

hân ::: ‬okuyan

hân ::: ‬sofra

huvvân ::: (a. s. hâin'in c.) hâinler, hiyânet edenler.

HAVAN :::

Arslan, esed

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: