Çağdaş Sözlük

teklif ~ تكلیف

Yeni Türkçe Lugat - teklif ~ تكلیف maddesi. Sayfa: 233 - Sira: 4

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,teklif maddesi. osmanlıcada teklif ne demek, teklif anlamı manası, teklif osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte teklif hakkında bilgi. Arapça teklif ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada teklif anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, تكلیف teklif ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

teklif ~ تكلیف güncel sözlüklerde anlamı:

TEKLiF ::: Zor birşey istemek. Bir vazife ileri sürmek. * Sıkılgan ve resmi davranış. İçli dışlı olmayan çekingen muâmele. * Vergi yüklemek. * Vazife vermek. * Cenab-ı Hakk'ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi. * Fık: Şeriat-ı İslâmiyenin, ehliyet ve salâhiyet sahibi olan insanlara bir takım vazifeler yapmalarını ve bir kısım şeyleri de terketmelerini emir ve ilzam buyurmasıdır. Bunlar ile öylece dinen me'mur ve vazifeli olan bir insana mükellef denir. Çoğulu: Mükellefîn'dir. (Bak: Ahlâk-ı hasene)(Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervah-i âliye ile ervah-ı sâfile müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın. S.)(S - Diyorsun ki: "Teklif, saadet içindir. Halbuki ekser-i nâsın şekavetine sebeb, teklifdir. Teklif olmasaydı, bu kadar tefavüt-ü şekavet de olmazdı?"C - Cenab-ı Hak, verdiği cüz'-i ihtiyarî ile ef'al-i ihtiyariye âlemini kesbiyle teşkil etmeye insanı mükellef kıldığı gibi, ruh-u beşerde vedia olarak ekilen gayr-i mütenahi tohumları sulamak ve neşv ü nemalandırmak için de beşeri teklif ile mükellef kılmıştır. Eğer teklif olmasaydı, ruhlardaki o tohumlar neşv ü nema bulamazdı. Evet, nev'-i beşerin ahvaline dikkatle bakılırsa görülür ki; ruhun manen terakkisini, vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve eterakkisini telkih eden, yani aşılayan, şeriatlardır; vücud veren, tekliftir; hayat veren, Peygamberlerin gönderilmesidir; ilham eden dinlerdir. Eğer bu noktalar olmasaydı, insan hayvan olarak kalacaktı ve insandaki bu kadar kemalât-ı vicdaniye ve ahlâk-ı hasene tamamen yok olurlardı. Fakat insanların bir kısmı, arzu ve ihtiyariyle teklifi kabul etmiştir. Bu kısım, saadet-i şahsiyeyi elde ettiği gibi nev'in saadetine de sebeb olmuştur. Amma insanların büyük bir kısmı, ihtiyarı ile küfrü kabul ve tekâlif-i İlâhiyyeyi reddetmişlerse de, teklifin bazı nevi'lerinden süzülen terbiyevî, ahlâkî vesaire güzel şeyleri aldıklarından, teklifin o nevi'lerini zımnen ve ıztıraren kabul etmiş bulunurlar. İşte bu itibarla, kâfirin her sıfatı ve her hali kâfir değildir. İ.İ.)

teklif ::: (a. i. külfet'den) : 1) birinden eziyetli, fakat başkası için faydalı olan bir iş isteme. 2) Cc. : teklîfât) içli dışlı olmıyan, çekingen muamele. 3) vergi yükleme. 4) *önerge.

teklîf-i hâm ::: münasebetsiz, ağır teklif.

teklif nıâlâ-yutak ::: ağır ve yapılmıyacak teklif.

teklif ::: görev yükleme, önerme.

Teklif :::


  1. Birinden yapılması zor, eziyetli bir iş isteme.

  2. İncelenmek veya kabul edilmek için bir şey sunma, önerme, öneri
    Örnek: Elbise değiştirmek teklifini bir kere de ben tekrar ettim. R. N. Güntekin

  3. Öneri.

  4. İçten olmayan, resmî davranış.

teklîf ::: öneri , vergi

teklif ::: yükümlülük , sorumluluk , görev yükleme , önerme , zor birşey istemek , bir vazife ileri sürmek , sıkılgan ve resmi davranış , içli dışlı olmayan çekingen muamele , vergi yüklemek , vazife vermek , cenab-ı hakk'ın , insanları , emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi , fık: şeriat-ı islamiyenin , ehliyet ve salahiyet sahibi olan insanlara bir takım vazifeler yapmalarını ve bir kısım şeyleri de terketmelerini emir ve ilzam buyurmasıdır , bunlar ile öylece dinen me'mur ve vazifeli olan bir insana mükellef denir , çoğulu: mükellefin'dir

teklîf ::: ‬öneri

teklîf ::: vergi

teklif ::: önerge, öneri

TEKLİF :::

Zor birşey istemek. Bir vazife ileri sürmek. * Sıkılgan ve resmi davranış. İçli dışlı olmayan çekingen muâmele. * Vergi yüklemek. * Vazife vermek. * Cenab-ı Hakk'ın, insanları, emir ve nehiyleri üzerine hareket etmeğe vazifelendirmesi. * Fık: Şeriat-ı İslâmiyenin, ehliyet ve salâhiyet sahibi olan insanlara bir takım vazifeler yapmalarını ve bir kısım şeyleri de terketmelerini emir ve ilzam buyurmasıdır. Bunlar ile öylece dinen me'mur ve vazifeli olan bir insana mükellef denir. Çoğulu: Mükellefîn'dir. (Bak: