Çağdaş Sözlük

ezan ~ أذان

Yeni Türkçe Lugat - ezan ~ أذان maddesi. Sayfa: 22 - Sira: 8

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,ezan maddesi. osmanlıcada ezan ne demek, ezan anlamı manası, ezan osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte ezan hakkında bilgi. Arapça ezan ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada ezan anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, أذان ezan ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

ezan ~ أذان güncel sözlüklerde anlamı:

EZAN ::: Namaza dâvet ve vahdaniyet-i İlâhiyyeyi ve hakaik-ı İslâmiyyeyi âleme, kâinata ilân etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nidâ. Kamet getirmek. * Bildirmek.(Ezan, Müslümanlığın mühim bir şiârıdır. Ezan esnasında konuşmamak, hattâ Kur'an okumayı bırakıp dinlemek efdaldir. B.İ.İ.) (Bak: Taabbüdî)

ezan ::: (a. i.) : Müslümanları ibâdete çağırmak için çok defa minareden, muayyen kelimeleri söylemek suretiyle, yüksek sesle yapılan davet. [Allâhü ekber Allâhü ekber, Allâhü ekber Allâhü ekber. Eşhedü en lâ ilahe il-l'Allah. Eş-hedü en iâ ilahe il-l'Allah. Eşhedü enne Muhammeden Resûl-Ullah. Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah. Hayya-al-esselâ, Hayya-al-esselâ, Hayya-al-el-fe-lâh Hayya-al-el-felâh (sabah ezanlarında ilâveten : es-salâtü hayrün min-en-nevm). Allâhü ekber Alla-hü ekber. Lâilâhe il-l'Allah]. (ezanı ilk okuyan zât : Hz. Bilâl-i Habeşî'dir).

ezan ::: namaza davet için edilen nida.

EZaN ::: Her kim yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezân, sol kulağına da ikâmet okursa, ümmü sıbyan denilen havâle hastalığından korunmuş olur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)

Ezân okumak, hicretin birinci senesinde Medîne'de başladı. Eshâb-ı kirâmdan (Peygamber efendimizin mübârek arkadaşlarından) Abdullah bin Zeyd bin Sa'lebe ve hazret-i Ömer rüyâda ezân okunmasını görüp Peygamber efendimize bildirdiler. Peygamberimiz; "İnşâallah hak, gerçek bir rüyâdır. O kelimeleri Bilâl'e öğretin okusun" buyurdu. (Serahsî, İbn-i Âbidîn)

Ezân sesini duyduğunuzda müezzinin (ezân okuyan kimsenin) dediği gibi siz de söyleyin. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Ezânın tercemesini okumak, ezân olmaz. Manâsı anlaşılsa da başka dillerle okunmaz. (İbn-i Âbidîn)

Ezân, câmi, fıkıh kitapları gibi İslâmiyet'in kıymet verdiği şeyleri aşağılamak küfürdür. (M. Hâdimî)

EZaN ::: Her kim yeni doğan çocuğun sağ kulağına ezân, sol kulağına da ikâmet okursa, ümmü sıbyan denilen havâle hastalığından korunmuş olur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ)

Ezân okumak, hicretin birinci senesinde Medîne'de başladı. Eshâb-ı kirâmdan (Peygamber efendimizin mübârek arkadaşlarından) Abdullah bin Zeyd bin Sa'lebe ve hazret-i Ömer rüyâda ezân okunmasını görüp Peygamber efendimize bildirdiler. Peygamberimiz; "İnşâallah hak, gerçek bir rüyâdır. O kelimeleri Bilâl'e öğretin okusun" buyurdu. (Serahsî, İbn-i Âbidîn)

Ezân sesini duyduğunuzda müezzinin (ezân okuyan kimsenin) dediği gibi siz de söyleyin. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Ezânın tercemesini okumak, ezân olmaz. Manâsı anlaşılsa da başka dillerle okunmaz. (İbn-i Âbidîn)

Ezân, câmi, fıkıh kitapları gibi İslâmiyet'in kıymet verdiği şeyleri aşağılamak küfürdür. (M. Hâdimî)

ezan ::: namaza davet için edilen nida , namaza davet ve vahdaniyet-i ilahiyyeyi ve hakaik-ı islamiyyeyi aleme , kainata ilan etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nida , kamet getirmek , bildirmek

ezan ::: (a. i.) Müslümanları ibâdete çağırmak için çok defa minareden, muayyen kelimeleri söylemek suretiyle, yüksek sesle yapılan davet. [Allâhü ekber Allâhü ekber, Allâhü ekber Allâhü ekber. Eşhedü en lâ ilahe il-l'Allah. Eş-hedü en iâ ilahe il-l'Allah. Eşhedü enne Muhammeden Resûl-Ullah. Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah. Hayya-al-esselâ, Hayya-al-esselâ, Hayya-al-el-fe-lâh Hayya-al-el-felâh (sabah ezanlarında ilâveten : es-salâtü hayrün min-en-nevm). Allâhü ekber Alla-hü ekber. Lâilâhe il-l'Allah]. (ezanı ilk okuyan zât : Hz. Bilâl-i Habeşî'dir).

EZAN :::

Namaza dâvet ve vahdaniyet-i İlâhiyyeyi ve hakaik-ı İslâmiyyeyi âleme, kâinata ilân etmek için minare ve emsali mahallerde edilen nidâ. Kamet getirmek. * Bildirmek.(Ezan, Müslümanlığın mühim bir şiârıdır. Ezan esnasında konuşmamak, hattâ Kur'an okumayı bırakıp dinlemek efdaldir. B.İ.İ.) (Bak: Taabbüdî)