Çağdaş Sözlük

Temkin ~ تمكین

Yeni Türkçe Lugat - Temkin ~ تمكین maddesi. Sayfa: 236 - Sira: 25

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,Temkin maddesi. osmanlıcada Temkin ne demek, Temkin anlamı manası, Temkin osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Temkin hakkında bilgi. Arapça Temkin ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Temkin anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, تمكین Temkin ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Temkin ~ تمكین güncel sözlüklerde anlamı:

TEMKiN ::: Ağır başlılık, usluluk. * Ölçülü hareket sâhibi. * Vakar, izzet. İktidar, kudret. * Birini bir şeye muktedir kılmak. * Kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak. * Tedbir, ihtiyat.

temkîn ::: (a. i. mekânet'den) : 1) ağır başlılık. 2) hek. hastalığın bir yere yerleşmesi. 3) ihtiyat, tedbir. Ehl-i temkîn : 1) ağırbaşlı; 2) tas. televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kimse. Pür-temkîn : çok ağırbaşlı.

temkin ::: ölçülü hareket.

TEMKiN ::: Kalb, telvinden (değişik hallerden), hâllere kul olmaktan kurtulmuş ve temkîn makâmına yetişmiş ise, hâller artık nefse gelir. (İmâm-ı Rabbânî)

Temkîne eren kimse üstünlerin üstünü olur. (Mevlânâ Hâce Emkenegî)

Temkin :::


  1. Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
    Örnek: Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu. Y. K. Karaosmanoğlu

temkîn ::: ihtiyatlı davranma , sağlamlık

temkin ::: ölçülü hareket etme , ölçülü hareket , ağır başlılık , usluluk , ölçülü hareket sahibi , vakar , izzet , iktidar , kudret , birini bir şeye muktedir kılmak , kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak , tedbir , ihtiyat

temkîn ::: ‬ihtiyatlı davranma

temkîn ::: sağlamlık

temkîn ::: ağırbaşlılık

temkîn ::: (a. i. mekânet'den) 1) ağır başlılık. 2) hek. hastalığın bir yere yerleşmesi. 3) ihtiyat, tedbir. Ehl-i temkîn : 1) ağırbaşlı; 2) tas. televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kimse. Pür-temkîn : çok ağırbaşlı.

TEMKİN :::

Ağır başlılık, usluluk. * Ölçülü hareket sâhibi. * Vakar, izzet. İktidar, kudret. * Birini bir şeye muktedir kılmak. * Kararsızlıktan kurtulup huzur ve sükuna mazhar olmak. * Tedbir, ihtiyat