Çağdaş Sözlük

tilavet ~ تلاوت

Yeni Türkçe Lugat - tilavet ~ تلاوت maddesi. Sayfa: 234 - Sira: 14

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,tilavet maddesi. osmanlıcada tilavet ne demek, tilavet anlamı manası, tilavet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tilavet hakkında bilgi. Arapça tilavet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tilavet anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, تلاوت tilavet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

tilavet ~ تلاوت güncel sözlüklerde anlamı:

TiLAVET ::: Okumak. Takib etmek, arkasına düşmek.

tilâvet ::: (a. i.) : Kur'ân-ı, güze) sesle ve usûlüne göre okuma, okunma.

tilâvet ::: okuma.

TiLaVET ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Onlar geceleri secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini tilâvet ederler. (Âl-i İmrân sûresi: 113)

Onlara Allah'ın âyetleri tilâvet olunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. (Meryem sûresi: 58)

Bu Kur'ân-ı kerîmi öğreniniz. Şüphesiz ki onu tilâvet etmekle her harfine bedel on sevapla mükâfâtlandırılırsınız. (Hadîs-i şerîf-Dârimî)

Mahşer günü (insanlar ve bütün canlılar diriltilip bir yerde toplandıkları zaman); "Muhammed aleyhisselâm nerededir?" diye bir nidâ işitilir. Peygamber efendimiz gelir. Cenâb-ı Hak; "Yâ Muhammed! Cibrîl sana Kur'ân-ı kerîmi teblîğ ettim diyor" O da; "Evet yâ Rabbî!" der. Cenâb-ı Hak; "Yâ Muhammed! Minbere çık ve Kur'ân-ı kerîmi tilâvet et" buyurur. Peygamber efendimiz, Kur'ân-ı kerîmi tilâvet edip, gâyet güzel ve tatlı bir şekilde okur. Mü'minleri müjdeler. Onların yüzleri güler ve sevinirler. Kur'ân-ı kerîme inanmayanların, bu mübârek kitâba (hâşâ) çöl kânûnu diyenlerin ise, yüzleri gâyet çirkin olur. (İmâm-ı Gazâlî)

Tilâvet ::: Kuran’ı yüksek sesle, güzel ve yöntemince okuma.

Tilavet :::


  1. Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
    Örnek: Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de, tövbe tövbe Ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha! A. İlhan

tilâvet ::: okuma , güzel kur'an okuma , okumak

tilâvet ::: ‬güzel Kur’ân okuma

tilâvet ::: (a. i.) Kur'ân-ı, güze) sesle ve usûlüne göre okuma, okunma.

TİLAVET :::

Okumak. Takib etmek, arkasına düşmek