Çağdaş Sözlük

tarik ~ تاریك

Yeni Türkçe Lugat - tarik ~ تاریك maddesi. Sayfa: 202 - Sira: 15

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,tarik maddesi. osmanlıcada tarik ne demek, tarik anlamı manası, tarik osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tarik hakkında bilgi. Arapça tarik ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tarik anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, تاریك tarik ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

tarik ~ تاریك güncel sözlüklerde anlamı:

TaRiK ::: Terkeden, vazgeçen, bırakan.

TARiK ::: f. Karanlık.

TARiK ::: Yol. Tarz, usûl. * Vâsıta. Meslek. * Bir maksada nâil olmak için icrâsı lâzım olan husus veya bu hususların hey'et-i mecmuası.

târik ::: (a. i. c. : etrâk, turrâk) : 1) sabah yıldızı, çulpan, Venüs, (Zühre). 2) erkek adı.

tarîk ::: (a. i. c. : turuk) : 1) yol. (bkz. : râh). Kutâ-i tarîk : yol kesen haydut. Ulâ-bi-t-tarîk : en iyi, en âlâ yol.

tarîk-i Ahmed-i muhtar ::: Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in yolu; Müslümanlık.

tarîk-i âmm,i sultanî ::: geniş yol, cadde. 2) usûj.

tarîk-ı hâss ::: bir veya birkaç eve mahsus çıkmaz sokak.

tarîk-ı ratîb ::: kim. toz hâline getirilen bir madde su ile karıştırılarak cins ve nevinin tahlîli usûlü. 3) meslek. 4) vâsıta, sebep.

tarîk-ı yâbis ::: hararetle bir mâdeni tahlil etme usulü.

târik ::: (a. s. terk'den) : terk eden, bırakan, vaz geçen.

târik-i dünyâ ::: 1) dünyâ işlerindtn elini ayağını çekip bir köşede oturan; 2) evlenmiyen papaz.

târik-i sallt ::: namazı terk eden, namaz kılmıyan, beynamaz.

târik ::: (f. s.) : karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târik : karanlık gece.

târik ::: terkeden.

tarîk ::: yol, tarz, metod.

Târik ::: Terkeden; bırakan

Tarik ::: Yol; yöntem

târik ::: terkeden

târîk ::: yol , tarz , yöntem , meslek , karanlık

tarîk ::: ‬yol

tarîk ::: yöntem

tarîk ::: meslek

tarîk ::: tarikat

târîk ::: ‬karanlık

târik ::: (a. i. c. : etrâk, turrâk) 1) sabah yıldızı, çulpan, Venüs, (Zühre). 2) erkek adı.

târik ::: (f. s.) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târik : karanlık gece.

Tarik ::: Yol; yöntem

Târik ::: Terkeden; bırakan

tarik ::: yol

tarik :::

yol; yöntem

târik :::

terkeden; bırakan

TARÎK :::

Yol. Tarz, usûl. * Vâsıta. Meslek. * Bir maksada nâil olmak için icrâsı lâzım olan husus veya bu hususların hey'et-i mecmuası

TARİK :::

f. Karanlık

TÂRİK :::

Terkeden, vazgeçen, bırakan

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: