Çağdaş Sözlük

eser ~ أثر

Yeni Türkçe Lugat - eser ~ أثر maddesi. Sayfa: 10 - Sira: 22

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,eser maddesi. osmanlıcada eser ne demek, eser anlamı manası, eser osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte eser hakkında bilgi. Arapça eser ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada eser anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, أثر eser ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

eser ~ أثر güncel sözlüklerde anlamı:

ESER ::: Yapı, birinin meydana getirdiği şey. * Bir hususa dâir Peygamberimizden (A.S.M.) rivâyet bulunması. Sünen-i Resul. * Bir şeyin varlığına delâlet eden te'sir. * Meydana getirilen kitap. Kitap te'lifi.

ESER ::: Serçe kuşu. Usfur. * Göbeğinde illeti olan.

eser ::: (a. i.) : serçe kuşu. (bkz. : usfûr).

eser ::: (a. i. c. : âsâr) : 1) nişan, iz, alâmet. 2) te'lif. 3) basılmış kitap. 4) hadîs-i şerîf. 5) târih, vakayi kitabı. 6) bir kimsenin meydana getirdiği şey. 7) te'sir.

eser-i cedîd ::: [eskiden] mevcut kâğıtlardan birinin adı. [kâğıdın başında Arap harfi ve soğuk damga ile eser-i cedid yazılı olduğu için bu adı almıştır].

eser-i san'at ::: sanat eseri, fr. objet d'art.

eser ::: yapı, iz, kitap.

ESER ::: Müslüman olmak ve Allahü teâlânın varlığını, bir olduğunu, kudretini, sıfatlarını anlamak için, kimseyi taklîde ihtiyâç yoktur. Fen bilgilerini iyi öğrenen aklı başında bir kimse, yalnız düşünmekle O'nun var olduğunu anlar. Îmâna kavuşur. Eseri görerek müessirin yâni eseri yapanın varlığını anlamamak akılsızlık olur. (Muhammed Hâdimî)

2. Haber, hadîs-i şerîf, Eshâb-ı kirâm ve tâbiîne âit iş, söz ve takrirler yâni görüp de mâni olmadıkları hususlar.

Emr-i Ma'rûf hakkındaki eserlere gelince: Ebû Derdâ buyurdu ki: "Ya ma'rûf (iyilik) ile emreder, münkerden yâni kötülüklerden nehy eder, sakındırırsınız veya Allahü teâlâ size büyüklerinizi saymayan, küçüklerinize acımayan zâlim idârecileri musallat eder. İyileriniz ona bedduâ ederler, ama duâları kabûl olunmaz. İstigfâr edersiniz bağışlanmazsınız." (Taşköprüzâde)

Eser :::


  1. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
    Örnek: Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı

  2. Yayın, kitap, yapıt
    Örnek: Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil

  3. İz, işaret, im.

  4. Soyut kavramlarda belirti
    Örnek: Sarı sakalları uzamış, bu yanık yüzde, en küçük bir pişmanlık eseri yoktu. H. Taner

  5. yapıt.

eser ::: iz , eser , kitap , yapı

eser ::: ‬iz

eser ::: eser

eser ::: yapıt

eser ::: kitap

eser ::: serçe

eser ::: (a. i.) serçe kuşu. (bkz. : usfûr).

eser ::: im, işaret, iz, kitap, ürün, yapıt, yayın

ESER :::

Yapı, birinin meydana getirdiği şey. * Bir hususa dâir Peygamberimizden (A.S.M.) rivâyet bulunması. Sünen-i Resul. * Bir şeyin varlığına delâlet eden te'sir. * Meydana getirilen kitap. Kitap te'lifi