Çağdaş Sözlük

mahsus ~ محسوٓس

Yeni Türkçe Lugat - mahsus ~ محسوٓس maddesi. Sayfa: 659 - Sira: 29

1927 yılı, Yeni Türkçe Lugat,mahsus maddesi. osmanlıcada mahsus ne demek, mahsus anlamı manası, mahsus osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mahsus hakkında bilgi. Arapça mahsus ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mahsus anlamı

Yeni Türkçe Lugat, Mehmed Bahaeddin Toven Sözlüğü - 1927 yılı Türkçe sözlük, محسوٓس mahsus ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

mahsus ~ محسوٓس güncel sözlüklerde anlamı:

MAHSUS ::: Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda.

MAHSUS ::: Ayrılmış, tâyin edilmiş. * Herkese âit olmayıp bazılara âit olmuş olan. Yalnız birine âid olan. Hususileşmiş. Müstakil. * Bile bile, istiyerek. * Yalandan, şakadan, lâtife olarak.

mahsûs ::: (a. s. hiss'den) : 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.

mahsus ::: hissedilmiş, birine ayrılmış, bile bile.

Mahsus :::


  1. Özgü
    Örnek: Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım... H. R. Gürpınar

  2. Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
    Örnek: Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz. N. Kemal

  3. Özel

  4. Özellikle.

  5. Bilerek, isteyerek, kasten
    Örnek: ... kapıyı mahsus açık bırakmıştı. A. İlhan

  6. Şaka olarak, şakadan.

  7. Duyulan, anlaşılan, hissedilen.

  8. Belli, ortada, aşikâr.

mahsûs ::: hususi , hissedilen , hissedilir , hissedilmiş , birine ayrılmış , bile bile

mahsus ::: ayrılmış

mahsus ::: ‬özgü

mahsus ::: ayrılmış

mahsus ::: bilerek

mahsûs ::: ‬hissedilen

mahsûs ::: hissedilir

mahsûs ::: (a. s. hiss'den) 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.

Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak

Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak

mahsus ::: aşikâr, belli, has, kasten, münhasır, özel, özellikle, özgü, şakadan

mahsus :::

özgü; özel; müstakil; özel olarak

MAHSUS :::

Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda